30 Ekim 2009 Cuma

Ugg: Dünyanın En Çirkin Botu


Bu kadar da iddialıyım. Ha eğer gidip köyde, tezek içinde, toprak içinde iş yapacağısan, çabanı takdir ederim. "Afferin," derim "giy". AMA MANTIĞI NEDİR LAN BUNUN? Ne ki bu? Şimdi bunu okuyup da bana tarihçesini atan olursa, kulak memesini ısırırım. Bilirsiniz beni dostlarım, gönül insanıyımdır ama hoşuma gitmeyen bir şey oldu mu acımam o memeye. Kulak memesine. YNLŞANLŞLMAOLMSN.

Bakıyorum Eva Longorya giymiş, Kemırın Diyaz giymiş falan.

Eğer hala bodur kızlar giyip, dizleri bükemeden Frankenstein's Monster gibi yürümek istiyorsa, onlar bilir. Böyle insanlar da var sonuçta.
UGGLY *bunubilederim*

28 Ekim 2009 Çarşamba

The Resistance'ınız Kireçlenmiş


Bu espri üzerine MUSE gelip ağzımı burnumu ritmik bir şekilde kırdı. Ama olsun. Kelime esprisinden vazgeçtiğim gün, toprağa karıştığım gün olacaktır. Oha çok arabesk oldu. AMA OLSUN.
Kendileri taş gibi albüm yapmış. Biraz da reklam yapayım dedim. Sonuçta böyle insanlar da var. Dinlemek lazım o insanları. Servis playlist'iyle olmuyo öyle. Böylesi de var. HE YA.

Her Servisçinin İhtiyacı Olan Playlist

Yerinde durmayan, sivilceli, azın ergenlere mi sahipsiniz?
Sürekli bıdı bıdı yapıp kafanızda fillerin çiftleşmesini mi sağlıyor?
Kafalarını camdan sarkıtıp, Jackass tandansı yakalamaya mı çalışıyorlar?
O ZAMAN İHTİYACINIZ OLAN TEK ŞEY YABANCI ŞARKI ÇALAN RADYOYU AÇMAK!11!!!!
İsviçreli bilimadamlarının tespitlerine göre, beyinlerinde sadece 7 gri hücre kalmış olan lise gençliği ancak ve ancak radyo son ses açılınca +2 gibi bir artış gösteriyor. Bu muhteşem gelişme karşısında aklı çıkan geğnçler ise dımtısdımstıs ritmine ayak uydurup, anlık bilinç kaybı yaşıyor ve okula varana dek bu kayıp sürüyor.

İşte bilinç kaybı yaşayan bir öğrencinin ibret veren, secdeye yatıran vidyosu.



Sonuçlar gösteriyor ki, ihtiyacımız olan tek şey güzel bir playlist. Eğer bunu doğru yerde, doğru zamanda açarsak, her şey bir anlığına yoluna giriyor.

İŞTE O LİSTE!!111!!!!!!11!!!11birbir (çıplakfotoğraflarıiçintıklayın)
  1. Pussycat Dolls-Hush Hush
  2. Madonna-Celebration
  3. Pitbull-I Know You Want Me
  4. Shakira-She Wolf
  5. Beyoncé-Sweet Dreams
  6. Kelly Rowland feat. David Guetta-When Love Takes Over
  7. Rihanna, Jay-Z feat. Kanye West-Run This Town
  8. Pitbull-Room Service
  9. David Tavaré-Call Me Baby (If You Don't Know My Name)
  10. Lady GaGa-Poker Face
Eğer bu listeyi gidiş, dönüş yaklaşık 1 saat çalarsanız, kesin sonuç alacağınızdan emin olabilirsiniz...

20 Ekim 2009 Salı

"Gemide" Filminden Bir Replik: İğrençsiniz İ... İb... İbişler

"goatse" diye bi site vardı bi zamanlar. Arkadaş ortamında bazı iğrenç ibişler "ehahaheha bak hacı bi siteye fotoğrafını koymuşlar" diyodu sen de tezcanlı gibi atlayıp "oha ciddi misin" diyip açıyodun... Böyle... Nasıl desem... Çevirmeli telefondan oynanan Hügo gibi kalıyodun, tuşlar basmıyordu Tolga Abi... Kalın harflerle yazdım ya bi de.
Öyleydi yani. Ama o günler geride kaldı. Umarım... *jawsmüziğigirsahnekarar*

Böyle Bi' Şey Olmuştu

Bi' keresinde yeldemle, farkındaysanız hiç özel isim gibi başlamadım, sonuçta yeldemin özeli, karışmak istemedim, ENİVEY, ösese hakkında konuşuyor idik. Şu an ösese değil de noldu o yegese mi oldu bi şey oldu. ENİVEY VOL. 2! Dedi bana, hatırladığım kadarıyla şöyle dedi "mat. 12 soru geo. 12" soru falan diye, ben de dedim "mational geographic".

BU KADAR.
ŞİMDİ GİDİN BURDAN.
SAYFAYI KAPATIN.
SİLİN AKLINIZDAN BU ANI
VEYA BİRİLERİ GELSİN SİLSİN.
İTÖRNIL SANŞAYN OV SPOTLIS MAYND FALAN.
O KADAR UZUN İSİMLİ FİLMİ "SİL BAŞTAN" DİYE ÇEVİRMEK Bİ DE...
ETKİLENMEDİM DE Bİ DE O FİLMDEN.
Bİ O Bİ DE AMELIE'DEN SONRA BÜTÜN KIZLARIN HAYATI DEĞİŞİYO RESMEN.
GERÇİ ŞU AN TVALAYT HÖDÜKLERİ VAR Dİ Mİ?
AMELIE'Yİ TERCİH EDERİM.
SONUÇTA SANAT VAR.
EMEĞE SAYGI +REP.
ÇOK YAZDIM.
HADİ BABAY.

s05e05: Kanada Vatandaşlık Sınavı


question 1- do you wanna be a canadian?
question 2- really?

Hocam, Dersinizi Böldüğüm İçin Özür Dilerim...

Hayatım boyunca bunu söylemek istedim end yapamadım. Olmadı, olduramadım.

Bir nöbetçi duyuru okurken, arkadaki diğer nöbetçinin bir anlık tereddütü, içeriye hafiften bakmaları falan. Yancı kafası. Sahne korkusu gibi resmen.

Yaa bi de, bak o değil de, şu var bi de, kendilerinde hep "Görev yapıyorum olm. İt gibi dolaşmıyorum sizin gibi. Evime ekmek götürüyorum ben. Şimdi bir başka sınıfa ne olduğu hakkında zerre fikrim olmayan birtakım kağıtlar imzalatıcam. Sonuçta emir kuluyum." havası var ya. İşte var o hava. Olmasın bence.

Hayatımda 3 defa nöbetçi oldum. Bir günü kar tatili edildi (ulan bi de erkenden gidip kalorifer yanını seçmiştim yeaaæææ. Halen daha üzülüyorum), bir diğerinde de sınavlar oldu, sonuncusunda da hocanın kahvaltısını almaya gitmiştim. Acıların en büyüğü top 10 listesinde ilk 5'e girebilir o bence. O derece pis bi iş.

Halbusi (sabaha kadar "halbusi" demek istiyorum.) boyna asılan o kartın bir statü göstergesi, bir yere ait olma bildirgeci (yıllar geçse bile "kanalı kontrol" kelime öbeeeni unutacağımı sanmıyorum.) olduğunu sanırdım. Hangi şerefless taksa o kartı, içim içimi yer idi. Çocukken bence herkes embesildi... veya ben öyleydim lan, bilemiyorum. Tenzih ederim.

Ben evde kendime bile, evet şahsıma bile kalkıp da çay koymuş insan değilim. Bi de sanki çok muhataplık dahilimdeymiş gibi bazı kişilere çay götürüp getiyor idim. Bütün bir bahçeyi elinde sürekli sarsılıp, damla damla tehditkar biçimde dökülen çaylar eşliğinde geçmek nasıl zalım oy, nasıl hayın oy, bir olaydır BİLİR MİSİNİZ!!11!1!!111!!1birbir Bence bunu yaşamayan bilemez hafız.

Bu sene olamıcam sanırım nöbetçi. İstemiyorum da zaten. Ama eğer olursam, diğer nöbetçi duyuru yaparken kapının ardından içerideki tanıdıklarıma sırıtabilirim. Bilemiyorum.
ZAMAN GÖSTERİR

(Bold end büyük fontla yazarsam eğer müthişiko, harikuleyt, vurucu bir son gibi olur diye planlamıştım ama olmadı.)

13 Ekim 2009 Salı

Biraz da TRT Kafası: Opera Gecesi ve Maria Callas

"l'amour est enfant de bohême,
il n'a jamais, jamais connu de loi,
si tu ne m'aime pas, je t'aime,
si je t'aime, prend garde à toi!
si tu ne m'aime pas,
si tu ne m'aime pas, je t'aime!
mais, si je t'aime,
si je t'aime, prend garde à toi!
si tu ne m'aime pas,
si tu ne m'aime pas, je t'aime!
mais, si je t'aime,
si je t'aime, prend garde à toi!"
Merhaba! Sizleri Rutkay Aziz ses tonuyla karşıladığımı farz edin. Bence inanırsak, bunu yapabilirsiniz.

Yıllardan beri "fransızca erotik bi dil hacı" söylentisine kapılıp "evet ya öyle harbiden" diye omurgasız gibi atıp tutarım. Belki de şarkı anama bacıma küfrediyor. Bilemiyorum. Ama seviyorum, diyorum sonra "yaa çok güzel bir dil ama". Diller dile gelip dillesin seni! Şerefless seni! Leş kargası seni! Yine de söylerim ben orda burda. Duyan gören olursa beni, ağzıma vurabilir. ŞRAK.

Demin Habanera'yı söylemeye çalıştım. Maria Callas gibi söylemeye çalıştım ama kalas gibi söyledim. (DEMİN KELİME ESPRİSİ YAPTIM!1!1 FARK ETTİNİZ Mİ!!11!1) Tek bir anlamlı kelime söylemedim şarkıyı yorumlarken, anlamsız sesler bütünü sadece. "Sİ TÖ JÖTEEEEM. JAMEEEE JAMEEEE. LÖ BOHEEEM." falan. Kopuk kopuk. Georges Bizet'den bizzat özür diliyorum. (bu bir kelimesi esprisi değildir...)

10 Ekim 2009 Cumartesi

"Naystumityu" Diye Bağıran Simitçi

İŞTE O SİMİTÇİ!!11!!111birbir
Yaklaşık 1 saattir bağırıyor öyle. Simit yiyesim geldi gerçi ama adam sanırım ses hızından daha hızlı yürüyor. Sesini duyuyorum ama kendisi yok.

11 Yıldır Mutlu: Teletabi Po

Teletabik güçleriyle bana bunu tam 11 yıl önce aldırmış. Sabahın 8'inde kalkıp, televizyon karşısına geçip "Acaba bugün doğan güneş teletabilerin başına neler getirecek?.." diye izliyordum, Lost izler gibi. (duygu başak ceylan hiç lost izlemedi...) Niye kendimden 3. tekil şahıs gibi bahsediyorum ki.
Evet arkadaki Tim Dankın. Löbran Ceyms de vardı yanında. Enbiey kolleksiyonum 2 modelden oluşuyor...

6 Ekim 2009 Salı

Polo McCartney


Okulda o kadar çok POLO yiyorum ki... Yemekten ziyade emmeli falan yani, gömme yok. Oluk oluk nane ferahlığı resmen. Resssmen. Ama ne yapayım polo, seviyorum seni şerefless.
O değil de bak, bak ne geldi aklıma. Şimdi ben var ya, ben, Dı Biytıls'ın ırzına geçmiş insanımdır. Ama Let It Be'yle aramda bi mesafe vardır. E güzel şarkı falan da, nebliyim dostum, hey co, faforim değil.
LÂKİN... Let It Be'nin albüm versiyonundaki gitar solosunu, 45'lik formatında çıkan solosundan daha çok severim. Geri alıp alıp dinlediğim (Hey Bulldog, While My Guitar Gently Weeps (klapton), All My Loving, Good Morning Good Morning... bunlar da yakıyore) sololardan. Sağolsun, Paul beni kırmadı, bebek yüzlüm, toplattırdı bütün diğer Ledidbi sololarını. George Harrison yardırıyor diğerinde. 45'liktekinde de yardırıyo ama... BANA NE LAAAAĞN!!1!!11 BEN DİĞERİNİ DAHA ÇOK SEVİYORUM!!1!!!!11 BENİM BİLOGUM SONUÇTA BENİM ÖZELİM!!11!11!birbir

5 Dakika Önce


Elvis'le Ortak Kaderim


Binbir umutla alıyorum bütün okul gömleklerimi. O bembeyaz, kar gibi kumaşın içinde prensesler gibi süzüldüğümü hayal ediyorum. OLMUYOR.
Gâh yukarı kalkıyor gâh boynumu kesiyor. OLMUYOR.
Ah o eski yakalar
Gördüğümg güng yakalarg
İmdi nerde bütüng fiyakalar
Gitting hepsi gitting
10. yy Türg Edebiyatı.
Haftaya: yHaa alp er tunga öldü mü :s:s:s

4 Ekim 2009 Pazar

Neşeli Göründüğüme Bakma

...onlar da değil
"if you're so funny
then why are you on your own tonight?
and if you're so clever
then why are you on your own tonight?
if you're so entertaining
then why are you on your own tonight?
if you're so very good-looking
why do you sleep alone tonight?"
VAY BE

Uyarı: Bu Bir "sewimmlikedii:)))" Yazısı Değildir


...ve asla olmayacak! Asla!

Belki olur bak şimdi kesin kesin konuşmayayım. Evlenirim belki bi gün, çocuğum falan olur, kafayı yerim, koyarım o zaman. Benim özelim sonuçta.

Dün gece evime giderken, çünkü bana ait olmasa da bir evim vardır, o eve giderken yolda bir kedi gördüm. Sanki. "Mein Führer!" diye basmışım çığlığı. "Aman gomtanım, aman Adi'm aman Hitler'im" dedim "Nolmuş sana?!". Dedi "Bana öyle iyelik ekleriyle konuşma ağzını burnunu kırarım. Nerden führerinim lan ben senin. Almanlık müessesini kirletme!" dedi. Dedim "Bak lan doğru düzgün konuş, annen hariç de!". "Peki" dedi "Çirkinleşmenin lüzumu yok". Dedim "Peki o zaman. Bana bir poz versene, aile dostlarıma gösteririm". Kırmadı beni sağolsun.
Geçen yıllar boynunu bükmüş tabii. Boynu kopasıca. ("yoksa duygu yeniden mi halkın damarına basacak, onları ayağa kaldırıp, kündeye getirecek siyasi hicivler kullanacak?"HAYIR... sonuçta yerim belli yurdum belli, öğrenciyiz yani :m)

Çok Bakan Ağbi


Parlak ağbimizin solundaki, ekranın ise sağındaki (kompüter! bana koordinatları ver!) ağbi bakıyor. Çok bakıyor. Halbuki sadece takımımın mağlup olduğu bir maç sonrası, "bakalım Rıdvan hoja bu konuda ne düşünüyoring" diye entivi'ye bakmak istemiştim. Ama izleyemedim yorumları. Çünkü ağbi çok bakıyor.
Parlak ağbide de hafiften Memedali Birand havası varmış. Ayrıca ikinci resimde Parlak Birand, Yarımkafa ve The Police de Marx, Lenin, Engels tadı yakalamış. The Police de sola baksa olücük. Ama bakmamış. Taviz vermiyor.

3 Ekim 2009 Cumartesi

Mörlin


Mörlin'in favorisi ve yanağı arasındaki o kocaman boşlukta gâh kendimi kaybediyorum gâh uyanıp benliği arıyorum. Benliğimi ararken tekrar görüp, tekrar kendimi kaybediyorum. Bir de o kadar çok "benlik" ve "kendim" dedim ki sanki çok farklı şeylermiş gibi.
O değil de yıllar yılı "MERLİN" dedim ben ona, yıllar yılı "ARRRTURRR" dedim ben. Birdenbire, geçmişi bir kalemde silip, hiçbir şey olmamış, oh tanrım, hiçbir şey yaşanmamış gibi "MÖRLİN" demeye "AAĞFUĞ" demeye başladım...

Biyüğdıfuğl Maynd

Temsili sayısal öğrencisi
"Sende sayısal tipi var" dediler geçen. Gözlüğümü çıkarttım ve dedim ki "şimdi böyle bir bakın". sessizlik oldu bir an, "yanlışanlşlmaolmşş" ıslığı eşlinde yok olup gittiler.

Yeni Vesikalık Çekindim

Pardon biraz geç kaldım. Tükkanda sıra vardı. Solumdaki amca da dedi illâ ben de girecem diye, he dedim ben de. Işığı pek ayarlayamamışlar ama..


1998


Bilemiyorum belki de kafam çok karışık. Sağ kaşımı traş etmişim ben. Benim tabii şuurum yerinde değil. Anaokulu kaydı yaptırıyoruz. Fotoğraf lazımdı herhalde, çektirmişler. Bi' tek şey aklımda, adam sürekli olarak "peeeeyniiiiiiir" diyor. Tekrar etmemi istiyor. Hiç bir zaman cici bici sevimli bir ruha sahip olmadığım için "deli midir nedir" bakışıyla çekindim fotoğrafı. Adam bi de sanki Annie Leibovitz'miş gibi. Ben de John Lennon'ım. Böyle bi ışık ayarlamalar, gelip kafamla oynamalar. "Eeeh eytere beah!!11!!1" dedim. Demedim tabii. Desem desem "agu" derim. Sonra da bunu çekmiş işte.
Şu an vesikalıklarla Süleyman Demirel gibi çıkıyorum.