28 Mayıs 2010 Cuma

İncis Ker


Büyük bir taarruz var şu an.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

İşte Zenginlik Böyle Bir Şey

Rahmi'ye bak Rahmi'ye.

Vehbi Koç'un hiçbir zaman genç olmadığını... biliyor muydunuz?

22 Mayıs 2010 Cumartesi

21 Mayıs 2010 Cuma

Neden Bilmiyorum Umut Sarıkaya'yı Seksi Buluyorum

Son birkaç saattir Franz Ferdinand dinliyorum. Yıl 2004. Ben daha bebeyim. The Dark of the Matinee'in klipleri dönüyo hep Emtivi'de. Seviyorum. Dayımda sidisi var. Alıyorum. Yeni alınmış dividipileyır'da çalıyorum sonra el mahkum geri veriyorum.
"aağbi ilk albümden sonra hiç kesmiyo beni yeaaağ meaaağ" diye ağzımı yaya yaya yorum yapmıcam kardeşlerim efendim. Hepsini seviyorum ben. Yeni albüm de yahşi. Naapsalarmış adamlar, tutan şarkıların aynı versiyonlarını mı çalsalarmış? Teallam.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Paulius McCartneymus

Milattan önce 44 yılına ait bir heykel gafası bulduk Namazgah'ta. Topum Namazgah parkının toprak zeminine kaçmıştı, ben de koştum topumu kurtarmaya. Tam topumu aldımdıy ki ayakkabım daşa takıldı. "Ula noliy?" derken bir gafa buldum. Koşup anaaneme haber verdim, "pistir o elleme" dedi.

Cud Cude Cude Cude Cudeee Vahoğ

Arada böyle şeyler de diyor Paul şarkının bitimlerine doğru. (bitimim ikili)


"Dostum şarkı demişsin ama bu denklem."


11 Mayıs 2010 Salı

Ben Çok Büyük Denyoluk Yapmışım

The Day of the Jackal'ı başta sevmeyerek. Artık kitabı okuyan adamın sesinin etkisinde mi kaldım bilmiyorum ama bayaa bayaa sevdim. ("ne sesi diyi la?" dersiniz diye açıkliim; bunlar böyle audio book falan gibinmiş, takıyosun sidiyi hem okuyosun sen kitaptan hem de dinliyosun. evet çok büyük kolaylık, teknoloji. hı hı.)

Bu bittikten sonra başka kitaba geçtim ama adamın sesi değişince bi hüzün bastı beni. Bi kırıldım. Ama olsun ona da alıştım.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Empiüç Pileyır

Konuyla Alakası Olmayan Soylu Bir İngiliz Tikisi

Şu yaşıma geldim, İngiliz aksanlı İngilizce konuşmaya çalışıyorum, LYS dil sınavından tulum çekmenin hayaliyle yaşıyorum ama halen EMPİÜÇ PİLEYIR diyesim geliyor.

Kursta sidili midili kitaplardan veriyolardı, herkes seçti-beğendi-aldı. Sırf "enee britiş inglişmişmiş buuuu!1!!" diye gittim The Day of the Jackal'ı aldım. Sonra The Talented Mr. Ripley'i gördüm "BENİM OLACAHSIN!" dedim, kitabı inceleyen adamın elinden kaptım. Neyse işte oturduk, ders başlamış falan, anam bi baktım Teacher Man var kadının elinde! Zırtlan gibi koştum, gittim zerre ilgimi çekmeyen The Day of the Jackal'ı kakalamaya başladım. Dedemden çok sevdiğim Frank McCourt'u kötülemeye başladım, "bu kitap var ya bu kitap! o kitabın allah belasını versin bee!" dedim. Hızımı alamadım "bu firenk var yaa şerrefsizin tekidir!". Elimdeki kitabı gösterip "bak bu dıdeyovdocekıl çok yahşi kitaptır bence her eve lazım vallahi" dedim. Ama yediremedim. Dedim "ben bu kitabı takas etmek istiyorum". Dedi "ahahaha tatlım tabi okuduktan sonra değişiriz". Sevindim, Firenk amcama son bi kez baktım. Aysti'mi yudumlaya yudumlaya güldüm.

Bu arada empiüç pileyırım şarj oluyodur umarım. O kadar şarkı attım. Castin Timbırleyk, Leydi Gaga falan bile var.